Gitarist Ricardo Moyano'nun kendisi gibi müzisyen olan babası Daniel Moyano'dan müzikli öyküler...
Buenos Aires'te 'Şahin' denilen yeşil renkli bazı otomobillerin canice eylemlerine hiçbir tehlikeye atılmadan karşı koyabilen tek şey, neredeyse mucizevi bir yapıya sahip olan, son derece entipüften, küçük bir müzik grubuydu. Benim de gözden düştüğümü, bu 'Şahin'lerin kentin her yanında dolaşarak harıl harıl beni aradıklarını ve saklanmam gerektiğini haber vermek için Carlos'un bana telefon ettiği gün, olası kurtuluşumun basit birkaç müzik bilgime bağlı olduğunu anlamak beni şaşırtmıştı.
1960'la 1976 yılları arasında, Arjantin'in kuzeydoğusunda çalışan bir müzik topluluğunda viyola çalıyordum. Bu yörede yolculuk ederek müziği hem düzlüklerin hem de sıradağların en ücra köylerine götürüyorduk. Oralarda konser salonu bulunmadığından okulların avlularında, ağaçların altında ya da Andlar'dan Atlantik'e doğru inen ırmakların kıyılarında çalardık. Neredeyse at sırtında dolaşan, bir tür taşralı gezgin çalgıcılardık. Bu açıdan da gerçekten virtüoz sayılırdık, çünkü sağrısında bir de viyolonsel taşıyarak doru bir atın sırtında dolaşmak öyle her babayiğidin harcı değildir. Canlı müziği ömürlerinde ilk kez dinleyen köylüler için çalıyorduk. Herhalde Marslılara benzettikleri bizlere bakarken gözlerini koca koca açarlardı. Bu halimizle, ta uzaklardaki Avrupa'dan kalkıp dünyanın sipsivri güney ucundaki en kuş uçmaz kervan geçmez köşelerine kadar ulaşan klasik müziğin temsilcileriydik bizler. ...
Gitarist Ricardo Moyano'nun kendisi gibi müzisyen olan babası Daniel Moyano'dan müzikli öyküler...
Buenos Aires'te 'Şahin' denilen yeşil renkli bazı otomobillerin canice eylemlerine hiçbir tehlikeye atılmadan karşı koyabilen tek şey, neredeyse mucizevi bir yapıya sahip olan, son derece entipüften, küçük bir müzik grubuydu. Benim de gözden düştüğümü, bu 'Şahin'lerin kentin her yanında dolaşarak harıl harıl beni aradıklarını ve saklanmam gerektiğini haber vermek için Carlos'un bana telefon ettiği gün, olası kurtuluşumun basit birkaç müzik bilgime bağlı olduğunu anlamak beni şaşırtmıştı.
1960'la 1976 yılları arasında, Arjantin'in kuzeydoğusunda çalışan bir müzik topluluğunda viyola çalıyordum. Bu yörede yolculuk ederek müziği hem düzlüklerin hem de sıradağların en ücra köylerine götürüyorduk. Oralarda konser salonu bulunmadığından okulların avlularında, ağaçların altında ya da Andlar'dan Atlantik'e doğru inen ırmakların kıyılarında çalardık. Neredeyse at sırtında dolaşan, bir tür taşralı gezgin çalgıcılardık. Bu açıdan da gerçekten virtüoz sayılırdık, çünkü sağrısında bir de viyolonsel taşıyarak doru bir atın sırtında dolaşmak öyle her babayiğidin harcı değildir. Canlı müziği ömürlerinde ilk kez dinleyen köylüler için çalıyorduk. Herhalde Marslılara benzettikleri bizlere bakarken gözlerini koca koca açarlardı. Bu halimizle, ta uzaklardaki Avrupa'dan kalkıp dünyanın sipsivri güney ucundaki en kuş uçmaz kervan geçmez köşelerine kadar ulaşan klasik müziğin temsilcileriydik bizler. ...
Kitabın temin süresi ortalama 3-5 gündür. Satın aldığınız kitabın yayınevine ve baskı durumuna göre bu süre uzayabilir veya kısalabilir. Megakitap.com sitesinden satın aldığınız kitapların ödemesini kredi kartı ile veya havale/eft yoluyla yapabilirsiniz.
Kitaplar temin edildikten sonra kargoya verilecektir. Stokta bulunan kitaplar aynı gün kargoya verilir. Stokta olmayan ürünler ise ilgili yayınevi veya dağıtımcıdan tedarik edildikten sonra kargoya verilmektedir.
Kargonun teslim süresi bulunduğunuz bölgeye ve seçtiğiniz kargo firmasına göre değişkenlik göstermekle birlikte ortalama 1-2 gündür.
Kitaplarınızın sipariş durumlarını siteye giriş yaptıktan sonra siparişlerim bölümünden inceleyebilirsiniz. Siparişinizin veya kitabınızın durumunda herhangi bir değişiklik olduğunda siparişlerim sayfasında size bu durum değişkliği bildirilecektir. Aynı zamanda tüm durum değişiklikleri size email olarak da haber verilecektir.