TRAVMA VE ISLAHAT

Stok Kodu:
9786059295567
Boyut:
276
Sayfa Sayısı:
276
Basım Yeri:
A Grafik Tasarım, Diyarbakır
Baskı:
2
Basım Tarihi:
Kasım, 2016
Resimleyen:
2
Dili:
Türkçe
228,80
9786059295567
1038420
TRAVMA VE ISLAHAT
TRAVMA VE ISLAHAT
228.80


Önsöz'ünü küratör Ali Akay'ın kaleme aldığı TRAVMA ve ISLAHAT; "…bize genç nesilden bir sanatçının Türkiye sanat ortamı içindeki çalışmalarını anlatıyor, kendi deyimiyle yorumluyor ve aşırı yorumluyor. Bu tam da gençlerin içinde oluştuğu bir ortamın hikâyesini anlatıyor. Bu 1990'lı yılların ilk yarısında başlayan bir sanat hareketinin parçası ve devamı olarak gözüküyor; bu tam da sanatın ve sosyoloji ve felsefenin sanat ortamına taşındığı ve de güncel felsefi ve siyasi yaklaşımların yeniden tartışıldığı bir dönemde filiz vermeye başlayan bir sanat hareketi gibi durmakta." "1990'lı yıllarla başlayan bu yeni okumalar ve yeni eleştiri anlayışı, plastik sanatlar alanında 'Yapısalcılık Sonrası' diye adlandırılan felsefi bakışla başlayan bir düşünce hareketinin de ürünü olarak duruyor. Foucault ve Deleuze-Guattari çevirileri, Baudrillard ve Lyotard'ın "postmodern" döneme bakışları siyasi olarak da sivil toplumcu olarak başlayan ve daha sonra ulusalcılar tarafından "İkinci Cumhuriyetçiler" olarak adlandırılan bir dönemde ortaya çıkan bir sanatsal hareket; çünkü azınlık hakları, sivilleşme, liberal-kuramsal siyaset, küreselleşmeyle birlikte uluslar-aşırılaşan bir sanatsal ve ekonomik ortam, özel televizyonların ve radyoların getirdiği yeni özgürlük ortamı ve de bu anlamda alçak ve yüksek sanatların arasındaki hiyerarşinin zayıflayıp gitgide kopmaya başlaması –ki bu sonuç olarak popüler kültürün egemenliği altına giren bir yüksek sanatı da beraberinde getirdi– bütün bunlar İstanbul dinamiğinin içinde başlayıp sonradan daha bölgesel adlarla anılmaya başlayan bir güncel sanat hareketinin içinde gelişen olaylar. Şener Özmen bu olayları yaşadığı şekliyle, içinde bulunduğu haliyle inceliyor ve analiz ediyor. Kimi kez eleştirel, kimi kez de betimleyici olan bu yazılar, bir dönemin öznel şahitliğini de yapmakta, bu anlamda tarihi bir belge niteliğine bürünmekte ve bu karakteriyle bir "kullanım değeri" oluşturmakta. (Ali Akay, Travma ve Islahat için yazdığı Önsöz'den).

TRAVMA ve ISLAHAT, 90'lı yıllar güncel sanatının bir "travma" olarak başlayıp, yazarın "travma, fırsattır!" sözlerini müteakiben başlayan küratöryel girişler (sızma, manipülasyon ve iğdiş etme pratikleri), güncel sanatın küresel kültür endüstrileriyle "başarı" üzerinden kurduğu dolaşım ilişkileri, Doğu'nun mübadele olarak kültürel-yeniden keşfi (Kürt orijinli güncel sanatın icadı), birdenbire sanat, birdenbire sanatçı, birdenbire yapıt, ansızın müze, apansız galeriler çağıyla "muhalif" söylemlerini sonsuza dek terk eden güncel sanatın ıslahata yenik düştüğü zamanları kitabın bütününe hakim olmuş o yaralı-dil'iyle didikliyor, didiklerken, içi gidiyor. Daha iyi duruma getirilen (travmadan çıkarılan), düzeltilen, iyileştirilen haliyle güncel sanat, sathî başarılara imza attıkça, kan kaybediyor.

TRAVMA ve ISLAHAT kitabında, Halil Altındere, Cem Gencer, Demet Yoruç, Ahmet Öğüt, Borga Kantürk, Ramazan Bayrakoğlu, Ferhat Özgür, Cengiz Tekin, Berat Işık, Erkan Özgen, Bashir Borlakov, Burak Delier gibi sanatçılara ve üretimlerine ayrılmış bölümler de yer alıyor.


Önsöz'ünü küratör Ali Akay'ın kaleme aldığı TRAVMA ve ISLAHAT; "…bize genç nesilden bir sanatçının Türkiye sanat ortamı içindeki çalışmalarını anlatıyor, kendi deyimiyle yorumluyor ve aşırı yorumluyor. Bu tam da gençlerin içinde oluştuğu bir ortamın hikâyesini anlatıyor. Bu 1990'lı yılların ilk yarısında başlayan bir sanat hareketinin parçası ve devamı olarak gözüküyor; bu tam da sanatın ve sosyoloji ve felsefenin sanat ortamına taşındığı ve de güncel felsefi ve siyasi yaklaşımların yeniden tartışıldığı bir dönemde filiz vermeye başlayan bir sanat hareketi gibi durmakta." "1990'lı yıllarla başlayan bu yeni okumalar ve yeni eleştiri anlayışı, plastik sanatlar alanında 'Yapısalcılık Sonrası' diye adlandırılan felsefi bakışla başlayan bir düşünce hareketinin de ürünü olarak duruyor. Foucault ve Deleuze-Guattari çevirileri, Baudrillard ve Lyotard'ın "postmodern" döneme bakışları siyasi olarak da sivil toplumcu olarak başlayan ve daha sonra ulusalcılar tarafından "İkinci Cumhuriyetçiler" olarak adlandırılan bir dönemde ortaya çıkan bir sanatsal hareket; çünkü azınlık hakları, sivilleşme, liberal-kuramsal siyaset, küreselleşmeyle birlikte uluslar-aşırılaşan bir sanatsal ve ekonomik ortam, özel televizyonların ve radyoların getirdiği yeni özgürlük ortamı ve de bu anlamda alçak ve yüksek sanatların arasındaki hiyerarşinin zayıflayıp gitgide kopmaya başlaması –ki bu sonuç olarak popüler kültürün egemenliği altına giren bir yüksek sanatı da beraberinde getirdi– bütün bunlar İstanbul dinamiğinin içinde başlayıp sonradan daha bölgesel adlarla anılmaya başlayan bir güncel sanat hareketinin içinde gelişen olaylar. Şener Özmen bu olayları yaşadığı şekliyle, içinde bulunduğu haliyle inceliyor ve analiz ediyor. Kimi kez eleştirel, kimi kez de betimleyici olan bu yazılar, bir dönemin öznel şahitliğini de yapmakta, bu anlamda tarihi bir belge niteliğine bürünmekte ve bu karakteriyle bir "kullanım değeri" oluşturmakta. (Ali Akay, Travma ve Islahat için yazdığı Önsöz'den).

TRAVMA ve ISLAHAT, 90'lı yıllar güncel sanatının bir "travma" olarak başlayıp, yazarın "travma, fırsattır!" sözlerini müteakiben başlayan küratöryel girişler (sızma, manipülasyon ve iğdiş etme pratikleri), güncel sanatın küresel kültür endüstrileriyle "başarı" üzerinden kurduğu dolaşım ilişkileri, Doğu'nun mübadele olarak kültürel-yeniden keşfi (Kürt orijinli güncel sanatın icadı), birdenbire sanat, birdenbire sanatçı, birdenbire yapıt, ansızın müze, apansız galeriler çağıyla "muhalif" söylemlerini sonsuza dek terk eden güncel sanatın ıslahata yenik düştüğü zamanları kitabın bütününe hakim olmuş o yaralı-dil'iyle didikliyor, didiklerken, içi gidiyor. Daha iyi duruma getirilen (travmadan çıkarılan), düzeltilen, iyileştirilen haliyle güncel sanat, sathî başarılara imza attıkça, kan kaybediyor.

TRAVMA ve ISLAHAT kitabında, Halil Altındere, Cem Gencer, Demet Yoruç, Ahmet Öğüt, Borga Kantürk, Ramazan Bayrakoğlu, Ferhat Özgür, Cengiz Tekin, Berat Işık, Erkan Özgen, Bashir Borlakov, Burak Delier gibi sanatçılara ve üretimlerine ayrılmış bölümler de yer alıyor.

Kitabın temin süresi ortalama 3-5 gündür. Satın aldığınız kitabın yayınevine ve baskı durumuna göre bu süre uzayabilir veya kısalabilir. Megakitap.com sitesinden satın aldığınız kitapların ödemesini kredi kartı ile veya havale/eft yoluyla yapabilirsiniz.

Kitaplar temin edildikten sonra kargoya verilecektir. Stokta bulunan kitaplar aynı gün kargoya verilir. Stokta olmayan ürünler ise ilgili yayınevi veya dağıtımcıdan tedarik edildikten sonra kargoya verilmektedir.

Kargonun teslim süresi bulunduğunuz bölgeye ve seçtiğiniz kargo firmasına göre değişkenlik göstermekle birlikte ortalama 1-2 gündür.

Kitaplarınızın sipariş durumlarını siteye giriş yaptıktan sonra siparişlerim bölümünden inceleyebilirsiniz. Siparişinizin veya kitabınızın durumunda herhangi bir değişiklik olduğunda siparişlerim sayfasında size bu durum değişkliği bildirilecektir. Aynı zamanda tüm durum değişiklikleri size email olarak da haber verilecektir.

Kapat