Değerli Meslektaşlarımız,
İnsan ömrünün uzaması ve sedanter yaşam tarzının yaygınlaşmasıyla, kas-iskelet sistemi birçok olumsuz etkene maruz kalmakta ve hasarlanmalara daha duyarlı hale gelmektedir. Buna paralel olarak, rehabilitasyon hekimliğinin önemi giderek artmıştır. Hastalıkların tedavisi, hastaların yaşam kalitesinin artırılması ve fonksiyonel durumun iyileştirilmesi gibi hedefler, multidisipliner yaklaşımlar çerçevesinde rehabilitasyon hekimliğinin uygulama alanları arasındadır.
Tendon sorunları, genç ya da yaşlı, atletik ya da sedanter, her yaştan bireyi olumsuz etkilemektedir. Tendinopatilerin etiyolojik nedenleri üzerine birçok çalışma yapılmış olsa da, patogenezi net olarak açıklayan bir hipotez henüz bulunmamaktadır. Güncel literatürde, tendon hasarlarının patogenezi üzerine yapılan çalışmalar hızla artmakta, ancak süregelen belirsizlikler tendon sorunlarının çok yönlü ve karmaşık yapısının anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. Bugün için normal tendon yapısından tendinopatiye gidişi açıklayan en güncel hipotez, süreklilik modelidir.
Tendinopatilerin tedavi yaklaşımları da genel geçer doğrular çerçevesinde planlanmakta olup bölgesel farklılıklar göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, Aşil tendinopatisi ile lateral epikondilopati için sayılan risk faktörleri ve başlatıcı nedenler farklılık gösterebilmektedir. Yine benzer şekilde, patellar tendinopati ile rotator manşet yaralanmalarındaki tedavi yaklaşımları farklılık arz etmektedir. Ayrıca, en basit ifadeyle, Aşil tendonunun insersiyonel ve non-insersiyonel yaralanmalarındaki tedavi stratejileri de birbirinden ayrılmaktadır. Eksantrik egzersizlerin önemi ortaya konulmuş olsa da, her tendonu kendi anatomik ve fonksiyonel özelliklerine göre değerlendirmek ve tedavi yaklaşımlarını buna göre yönetmek gerekmektedir.
Tendinopatiler, rehabilitasyon hedeflerine yönelik tedavi kılavuzlarının çeşitlendiği ve bireyselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarının giderek önem kazandığı bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada, tendinopatilerin tedavisinde devrim niteliğinde bir yöntem olan "perkütan iğne elektroliz tedavisi" ön plana çıkmaktadır. Perkütan iğne elektroliz tedavisi, doku rejenerasyonunu hızlandıran bir yöntem olup, tendon patolojilerinin tedavisinde yeni bir umut olarak karşımıza çıkmaktadır. Avrupa ve Amerika'da giderek popülerleşen bu tedavi, ülkemizde de FTR hekimlerine yeni bir perspektif sunacaktır. Bu tedavi yöntemi, hekimleri gereksiz ve uzun süreli PRİCE prensibiyle tedavi etme zorunluluğundan ve her vizitte farklı ağrı kesici ilaçlar reçete etme çaresizliğinden kurtaracaktır. FTR hekimleri için yeni bir silah, hastalar için ise onlara sunulacak yeni bir tedavi olarak yerini alacaktır.
"Tendinopatiler ve Perkütan Elektroliz Tedavisi" kitabı, başta fiziyatristler olmak üzere kas-iskelet sistemiyle ilgilenen tüm hekimler için tendonu tanımak, tedavi yaklaşımlarını öğrenmek ve tedavi seçenekleri konusunda farklı bir bakış açısı sunmaktadır. Editörler olarak, Perkütan Elektroliz Tedavisini Türkiye'ye ilk duyuran hekimler olma gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Tendon yapısını ve tendinopatileri ele aldığımız bu kitap, özverili ve titiz bir çalışmanın ürünü olarak hazırlanmış olup, ülkemizde bu alanda yayınlanmış nadir eserler arasında yer almaktadır. Bu kitabın, özellikle mesleğe yeni başlayan fizik tedavi ve rehabilitasyon hekimlerine önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. Ayrıca, kas-iskelet sistemi, ağrı ve fonksiyonellikle ilgilenen diğer branş hekimleri için de değerli bilgiler içermektedir.
Yoğun çalışma tempoları arasında değerli zamanlarını ayırarak bu kitaba katkıda bulunan tüm yol arkadaşlarımıza teşekkür ediyor, kitabın fiziksel tıp ve rehabilitasyon alanında çalışan tüm klinisyenlere faydalı olmasını diliyoruz. Akademik yaşamımızın en değerli ürünlerinden biri olan bu kitabın yazımı sırasında bizlere anlayış ve sabır gösteren ailelerimize de teşekkür ediyoruz. Bu kitabın yazılması için bizlere ilham veren hastalarımıza da ayrıca minnettarız. Bu projede emeği geçen herkese sonsuz şükranlarımızı sunarız.
Saygılarımızla,
Doç. Dr. Mustafa Turgut Yıldızgören
Doç. Dr. Fatih Bağcıer
Değerli Meslektaşlarımız,
İnsan ömrünün uzaması ve sedanter yaşam tarzının yaygınlaşmasıyla, kas-iskelet sistemi birçok olumsuz etkene maruz kalmakta ve hasarlanmalara daha duyarlı hale gelmektedir. Buna paralel olarak, rehabilitasyon hekimliğinin önemi giderek artmıştır. Hastalıkların tedavisi, hastaların yaşam kalitesinin artırılması ve fonksiyonel durumun iyileştirilmesi gibi hedefler, multidisipliner yaklaşımlar çerçevesinde rehabilitasyon hekimliğinin uygulama alanları arasındadır.
Tendon sorunları, genç ya da yaşlı, atletik ya da sedanter, her yaştan bireyi olumsuz etkilemektedir. Tendinopatilerin etiyolojik nedenleri üzerine birçok çalışma yapılmış olsa da, patogenezi net olarak açıklayan bir hipotez henüz bulunmamaktadır. Güncel literatürde, tendon hasarlarının patogenezi üzerine yapılan çalışmalar hızla artmakta, ancak süregelen belirsizlikler tendon sorunlarının çok yönlü ve karmaşık yapısının anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. Bugün için normal tendon yapısından tendinopatiye gidişi açıklayan en güncel hipotez, süreklilik modelidir.
Tendinopatilerin tedavi yaklaşımları da genel geçer doğrular çerçevesinde planlanmakta olup bölgesel farklılıklar göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, Aşil tendinopatisi ile lateral epikondilopati için sayılan risk faktörleri ve başlatıcı nedenler farklılık gösterebilmektedir. Yine benzer şekilde, patellar tendinopati ile rotator manşet yaralanmalarındaki tedavi yaklaşımları farklılık arz etmektedir. Ayrıca, en basit ifadeyle, Aşil tendonunun insersiyonel ve non-insersiyonel yaralanmalarındaki tedavi stratejileri de birbirinden ayrılmaktadır. Eksantrik egzersizlerin önemi ortaya konulmuş olsa da, her tendonu kendi anatomik ve fonksiyonel özelliklerine göre değerlendirmek ve tedavi yaklaşımlarını buna göre yönetmek gerekmektedir.
Tendinopatiler, rehabilitasyon hedeflerine yönelik tedavi kılavuzlarının çeşitlendiği ve bireyselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarının giderek önem kazandığı bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada, tendinopatilerin tedavisinde devrim niteliğinde bir yöntem olan "perkütan iğne elektroliz tedavisi" ön plana çıkmaktadır. Perkütan iğne elektroliz tedavisi, doku rejenerasyonunu hızlandıran bir yöntem olup, tendon patolojilerinin tedavisinde yeni bir umut olarak karşımıza çıkmaktadır. Avrupa ve Amerika'da giderek popülerleşen bu tedavi, ülkemizde de FTR hekimlerine yeni bir perspektif sunacaktır. Bu tedavi yöntemi, hekimleri gereksiz ve uzun süreli PRİCE prensibiyle tedavi etme zorunluluğundan ve her vizitte farklı ağrı kesici ilaçlar reçete etme çaresizliğinden kurtaracaktır. FTR hekimleri için yeni bir silah, hastalar için ise onlara sunulacak yeni bir tedavi olarak yerini alacaktır.
"Tendinopatiler ve Perkütan Elektroliz Tedavisi" kitabı, başta fiziyatristler olmak üzere kas-iskelet sistemiyle ilgilenen tüm hekimler için tendonu tanımak, tedavi yaklaşımlarını öğrenmek ve tedavi seçenekleri konusunda farklı bir bakış açısı sunmaktadır. Editörler olarak, Perkütan Elektroliz Tedavisini Türkiye'ye ilk duyuran hekimler olma gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Tendon yapısını ve tendinopatileri ele aldığımız bu kitap, özverili ve titiz bir çalışmanın ürünü olarak hazırlanmış olup, ülkemizde bu alanda yayınlanmış nadir eserler arasında yer almaktadır. Bu kitabın, özellikle mesleğe yeni başlayan fizik tedavi ve rehabilitasyon hekimlerine önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. Ayrıca, kas-iskelet sistemi, ağrı ve fonksiyonellikle ilgilenen diğer branş hekimleri için de değerli bilgiler içermektedir.
Yoğun çalışma tempoları arasında değerli zamanlarını ayırarak bu kitaba katkıda bulunan tüm yol arkadaşlarımıza teşekkür ediyor, kitabın fiziksel tıp ve rehabilitasyon alanında çalışan tüm klinisyenlere faydalı olmasını diliyoruz. Akademik yaşamımızın en değerli ürünlerinden biri olan bu kitabın yazımı sırasında bizlere anlayış ve sabır gösteren ailelerimize de teşekkür ediyoruz. Bu kitabın yazılması için bizlere ilham veren hastalarımıza da ayrıca minnettarız. Bu projede emeği geçen herkese sonsuz şükranlarımızı sunarız.
Saygılarımızla,
Doç. Dr. Mustafa Turgut Yıldızgören
Doç. Dr. Fatih Bağcıer
Kitabın temin süresi ortalama 3-5 gündür. Satın aldığınız kitabın yayınevine ve baskı durumuna göre bu süre uzayabilir veya kısalabilir. Megakitap.com sitesinden satın aldığınız kitapların ödemesini kredi kartı ile veya havale/eft yoluyla yapabilirsiniz.
Kitaplar temin edildikten sonra kargoya verilecektir. Stokta bulunan kitaplar aynı gün kargoya verilir. Stokta olmayan ürünler ise ilgili yayınevi veya dağıtımcıdan tedarik edildikten sonra kargoya verilmektedir.
Kargonun teslim süresi bulunduğunuz bölgeye ve seçtiğiniz kargo firmasına göre değişkenlik göstermekle birlikte ortalama 1-2 gündür.
Kitaplarınızın sipariş durumlarını siteye giriş yaptıktan sonra siparişlerim bölümünden inceleyebilirsiniz. Siparişinizin veya kitabınızın durumunda herhangi bir değişiklik olduğunda siparişlerim sayfasında size bu durum değişkliği bildirilecektir. Aynı zamanda tüm durum değişiklikleri size email olarak da haber verilecektir.
