SELAHADDİN VE KÜRTLER

Stok Kodu:
9786055585617
Boyut:
182
Sayfa Sayısı:
182
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2015
Çeviren:
Nazlı Bilgiç
Resimleyen:
2
Dili:
Türkçe
123,20
9786055585617
1037406
SELAHADDİN VE KÜRTLER
SELAHADDİN VE KÜRTLER
123.20

1169 yılında, fethedilen Mısır'da, Suriye ordusunun bir Kürt emiri, Selahaddin, amcasının ardından vezirliğe yükselir. Kudüs'ün Franklardan geri alınmasıyla İslam dünyasının en ünlü sultanı haline gelen Selahaddin artık, Yemen'den Mısır'a ve Suriye'den yukarı

Mezopotamya'ya kadar yayılmış bir hanedanlığın sürekliliğini sağlayacaktır. Mısır vezirliğinden, 1193'da ölümüne dek Türk, Arap, Kürt, İranlı gibi birçok halktan önemli şahsiyetlerle çalışan Selahaddin'in kadrosunda, özellikle Eyyubi Devleti kurumlarında ve Suriye-Filistin veCezire'nin tüm toplumsal katmanlarında Kürt devlet adamları çok önemli aktörler olmuşlardır.
Selahaddin dönemi Kürtleri kimlerdi?
Arap-Müslüman araştırmacılar tarafından nasıl değerlendirilmişlerdi?
Selahaddin'in egemenliğindeki rolleri neydi?
Diğer topluluklarla nasıl ilişkilenmişlerdi?
Nereden geliyorlardı?
Orijin bölgeleriyle olan bağları neydi?

Selahaddin ve KürtlerBoris James 'Selahaddin ve Kürtler'de, Haçlılar döneminde önemli roller üstlenmiş Eyyûbiler ile bu topluluğun liderlerinden Selahaddin Eyyûbi'nin hayatına ve onun Kürtlerle ilişkisine odaklanıyor. Selahaddin'in hizmetine giren Kürt aşiretlerin dinamiklerini inceleyerek çalışmasına başlayan James, ardından, vakanüvislerce Kürtlere dair yansıtılan tasvirleri tartışarak Ortaçağdaki Kürt imgesini ve kimliğini araştırıyor. Yazar, Selahaddin'in egemenliğine ayırdığı üçüncü bölümde de, Kürtlerin o dönemin sivil ve askeri elit kesiminin hiyerarşisindeki yerini ve Eyyûbi dönemindeki kültürel ve siyasî nüfuzunu ortaya koyuyor.

Erkan Canan, Radikal Kitap, 30.03.2012

Selahaddin ve Kürtler:Haçlılar Döneminde Bir topluluğun Kavranması

Memluklar Döneminde Kürtler üzerine doktora tezi hazırlayan ve L'Institut National des Langues et Civilisations Orientales'de (INALCO-Paris)Ortaçağ'da Ortadoğu dersleri veren Boris James Türkçeye çevrilenSelahaddin ve Kürtlerisimli kitabında Kürtlerin ortaçağda, Selahaddin Eyyubi (532-589/1138-1193) ile birlikteEyyubi Devleti'nin kuruluşunda ve kuruluşundan sonra da devletin idari, adli ve siyasi karar alma organlarındaki rollerini inceliyor.Doktora çalışmasını dönemin İbni Esir,Yakut el-Hemavi, İbni Havkal, İbni Halikan, İbni Kalanisi, Makrizi, İsfehani, Mesudigibi Arap-İslam kaynaklarına dayandıran yazareleştirel bir yaklaşımı elden bırakmadandönemin kaynakları üzerinden (tarihi kronikler, biyografiler, sözlükler vb.) çalışmaya konu olan dönemde Kürtlerin yaşadıkları bölgeleri,"Kürt" teriminintarihsel kullanımlarını, anlamını ve içeriğini,Kürtlerin Eyyubi Devleti'nin sivil ve askeri bürokrasisindeki yerlerini tespitve tasvir etmeye çalışıyor. Yazar çalışması boyunca kimlikler ve yine aynı bağlamda Kürtler konusunda özcü yaklaşımlardan uzak durmak hususundahassasiyetini açıkça şöyle ifade ediyor: "Kimlik bir töz değildir. Topluluğun tarihine bağımlı, öznel devingen bir kavramdır" (s.9).

Yazar kitabın birinci bölümünde(s.15-51) Eyyubi hanedanının iktidara gelişinden önceKürtlerin yaşadığıbölgeleri ve şehirler tespit etmeye çalışır.Yazara göre OrtaçağkaynaklarındaKürtlerin yaşadıkları bölgelerdenZuzan el-Ekrad,Beled el-Ekrad, Dar el-Ekrad, Cebel, Cebel-iEkrad olarak bahsedilmektedir. (s.17-25).Bu isimlendirmeler siyasal bir bütünlük veya etnik bir homojenlikten çok 'Kürt aşiret topraklarını' ifade etmektedir. Dönemin Müslüman yazarları, Selahaddin'in hükümranlığı sırasında Kürtlerden bahsederken ise artık Hamedan veya Hulvan gibi şehirlerdendeğil,Musul'danAhlat'a uzanan bölgenin kuzey güney ekseni ileötesinde Erbil'denDiyarbekir'e ve Yukarı Fırat bölgesine uzanan kısmınDoğu-Batı eksenine dikkat çekmeye başlamışlardır (s.21).

Aynı bölümdeki "göçler" alt başlığı altında ise yazar (s.25)Eyyubi egemenliğinden önce batıya göç ederekSuriye ve Mısır'daegemen olan devletlerin siyasi, askeri ve hukuk bürokrasisinde önemli görevler ifa eden bazı Kürt kişilikleri üzerinde durur ve Selahaddin'in amcası EsedüddinŞirkuh'un iktidara gelmesinin arifesindeTürk kökenli Artukluların ve Zengilerinçok sayıda Kürdü hizmetlerine aldıklarını ifade eder.Yazara göre bunun sebebi bu iki hanedanın Kürtlerin yaşadıkları topraklarda ya da komşu bölgelerde kurulmuş olmasıdır (s.27). Akabinde yazar Eyybubi Devleti'nin kurulmasındaönemli roller üstlenmiş ve etkin olmuş Başnaviler, Şehrezurlular, Humeydiler, Zerzariler, Hakkariyeler, Hezbaniler gibi Kürt aşiretlerinden bahseder. Yazara göre bu aşiretlerin Selahaddin'inyanında yer alması ve onun egemenliğine girmesiSelahaddin'in güçlenip hanedanlığını kurmasını sağlayan en önemli etkenlerden biri olmuştur (s.51).

James, kitabının ikinci bölümünde(s.53-95)İbni Havkal'ınKitab-ı Suret el-Ard'ı, İbnü'lEsir'inel-Kamilfi't-Tarih'i, Yâkut el-Hamevi'ninMu'cemu'l-Buldân'ı ve İrşad el-Arib'i, Mesudi'nin Muruc ez-Zeheb'i,el-Umeri'nin Mesâlik el-Ebsâr'ı,İbn Hallikan'ınVefeyât-ül-Ayân'ı,İbn Şeddâd'ınel-Nevâdir el-Sultâniye'si, İbnel-Sam'ani'ninKitab-ül-Ensab'ı,el-Makrîzî'ninKitâbes-Sulûkli-Ma 'rifet Duvelel-Mulûk'ü, İbni Balkhi'nin Farsnamesi gibidönemin kaynaklarına odaklanarak Kürt/Kürtler kavramının ve imgesinin içeriğine venasıl kullanıldığına ışık tutmayaçalışmaktadır. Kürt kelimesinin etimolojik ve etnolojik içerimleri üzerinde duran yazara göre Kürt kelimesi farklı disiplinlerde birbirinden farklı anlamlarda kullanılmış olmasına rağmen, genellikle göçebelikle ilişkili olarak kullanılmıştır. "Kürt" kelimesifarklı dönemlerde farklı anlamlara geldiği gibi bazen bir kişi tarafından farklı anlamlarda da kullanılmıştır (s.59). Kürtlere dair genellikle olumsuz tasvirler yapan dönemin yazarları genel olarak Kürtlerin ne olduklarını değil, ne olmadıklarını tasvir etmektedirler (s.88). Bu yazarlar, düzeni koruyan,otoriteye bağlı,İslami pratiği güçlü, Arap geleneğini ve kentyaşamını sürdüren kentli elit Arap imajınıntersineKürtleribaşkaldırmaya, şiddette meyilli, düzeni reddeden, yağmacı ve İslami pratikleri zayıf insanlar olarak resmedilmektedirler (s.65). Fakat, Kürtlerin savaşçılığı Müslüman olmayanlara yöneldiğinde bazen övgü konusu da olur.Yazar bu tür olumsuz değerlendirme, tasvir ve ifadelerin sadece Kürtler için değil, kentli Arap olmayan diğer Müslüman topluluklar için de kullanıldığını özellikle belirtir (s.72). Arap-Müslüman dünyası genel olarak İslamiyet çatısı altında birleşen tüm topluluklarıaynı değerlerle tasvir etmiştir. Yazar, Kürtlerin ve Türklerin daima şiddet olgusu ile birlikte anılmalarının hep orduda yer almış olmalarından ileri geldiğine işaret etmektedir (s.79).

James'in yararlandığı kaynaklar bazen Kürt kelimesini etnik anlamda da kullanmışlardır ve yazara göre söz konusu dönemde bazı Kürtler etnikkökenlerinin farkındaydılar. Kendilerini Kürt olarak ifade eden topluluklar arasında kuvvetli bir dayanışma ve yakınlık vardı. Yazar buna dair İbni Halikan'dan bir aktarımda bulunur. Buna göre İsa el-Hakkari, iktidarın Türklere geçmemesi için Şirkuh'un ölümünden sonra onu yerine geçmeye niyetlenen Kutbedddin Husrev bin Tuleyl el-Hezbani'yi Kürt olan Selahaddin lehine talebinden vazgeçmeye ve onaitaat etmeye ikna etmiştir (s.89).

Yazar, kitabın üçüncü bölümünde (s.97-152)Kürtlerin, Eyyubi Devleti'nin sivil ve askeri bürokrasisindeki rolleri ve konumu üzerinde durur. Selahaddin'in ordusundakiemirlerin üçte birinin, yani yaklaşık otuzunun Kürt olduğunu belirten yazar, orduda Kürtlerin nasıl istihdam edildikleri üzerinde durur. Yazar başka çalışmalara özellikle Ayalon'a atıfla Eyyubi ordusundaki Suriye'den Mısır'a gelen askerin çoğunluğunun Türk olsa da bunun orduda bir Türk egemenliği olduğu anlamına gelmediğini vurgular. James, bu dönemde Kürtler, Türkler ve Memluklar arasındaki çatışmalardan, çekişmelerden bahseder. Fakat Türk-Memluk çatışması Kürtlerle olan çatışmaları kadar yoğun olmamıştır. Çatışmaların sebebi kendi bölgelerinde güç kazanma isteğidir. Bununla beraber her iki unsur Haçlılara karşı birlikte savaşmışlardır (s.122). Yazar daha sonra Selahaddin ordusundaki önemli Kürt kişilikler, aşiretler, gruplarüzerinde durur. Bunlar devletin karar alma mekanizması üzerinde etkili olmuşlardır. Örneğin Fakih İsa el-Hakkari Halep'in alınmasından sonra Selahaddin'işehrin Hanefi yöneticilerigörevden alarak Şafilerin ataması konusunda ikna etmiştir (s.143). Eyyubiler döneminde çok sayıda Kürt Suriye başta olmak üzere Mısır ve Cezire'deki kentlerde sivil, adli ve askeri bürokrasisinde önemli görevler almışlardır vebu bölgelerde zamanla elit bir Kürt sınıfı oluşmuştur (s.145). Siyasi ve adli alanda güç kazanmış Kürtlerin önemli bir kısmı hukuki-dini eğitim görmüş kişiler olanfakihlerdi (s.144).Suriye'deki Kürt elitlerin bir kısmıise Selahaddin'den önce buraya yerleşmiştir.

Sonuç olarak James bu çalışması Ortaçağ Kürt incelemelerine olduğu kadar daha genel bir çerçevede Ortadoğu Türk ve Arap çalışmalarında bir katkı olarak görülebilir. Çalışma, Kürtlerin, söz konusu dönemde, batıya doğru göç/yayılma süreci ve bunun sonuçlarının tespiti ve analizi babında da önemli ip uçları içermektedir. Yazarın bazı iddiaları spekülatif görülse de bunlar dönemin "asabiyye" anlayışı içinde değerlendirildiğinde daha makul bir hal alır. Zira yazar milliyetçi perspektife ve özcü bir analize savrulmak için daima konuya ilişkin sorular sorarak sorunsallaştırmalara girişir.

20.yy'ın yüzyılın ilk çeyreğinde,Osmanlı Devleti'ninson demlerinde,Kürt milliyetçilerin ideal figürü olan "Şarkın sevgili sultanıSelahaddin" sonraki süreçte'Kürtler için bir şey yapmadığı' gerekçesi/değerlendirmesi ileKürt milliyetçi söyleminin çeperlerine itilir. Aynı dönemde Selahaddin'in kimliği siyasi çekişme ve kaygılar paralelinde tanımlanırve zaman zamanTürk ve Arap milliyetçi söylemleri de Selahaddin'i milli bir kahraman olarak anlatılarına dahil ederler. Öyle ki Selahaddin etnik kökeni bilesiyasallığın domine ettiğiçekişme alanı olur. James'in çalışması ise Selahaddin Eyyubi'nin tarihsel kişiliğinin daha sağlıklı bir değerlendirmesi içindeki önemli veriler sunmaktadır.

Sever Işık, Kürt Tarihi Dergisi, sayı: 2, Temmuz 2012

1169 yılında, fethedilen Mısır'da, Suriye ordusunun bir Kürt emiri, Selahaddin, amcasının ardından vezirliğe yükselir. Kudüs'ün Franklardan geri alınmasıyla İslam dünyasının en ünlü sultanı haline gelen Selahaddin artık, Yemen'den Mısır'a ve Suriye'den yukarı

Mezopotamya'ya kadar yayılmış bir hanedanlığın sürekliliğini sağlayacaktır. Mısır vezirliğinden, 1193'da ölümüne dek Türk, Arap, Kürt, İranlı gibi birçok halktan önemli şahsiyetlerle çalışan Selahaddin'in kadrosunda, özellikle Eyyubi Devleti kurumlarında ve Suriye-Filistin veCezire'nin tüm toplumsal katmanlarında Kürt devlet adamları çok önemli aktörler olmuşlardır.
Selahaddin dönemi Kürtleri kimlerdi?
Arap-Müslüman araştırmacılar tarafından nasıl değerlendirilmişlerdi?
Selahaddin'in egemenliğindeki rolleri neydi?
Diğer topluluklarla nasıl ilişkilenmişlerdi?
Nereden geliyorlardı?
Orijin bölgeleriyle olan bağları neydi?

Selahaddin ve KürtlerBoris James 'Selahaddin ve Kürtler'de, Haçlılar döneminde önemli roller üstlenmiş Eyyûbiler ile bu topluluğun liderlerinden Selahaddin Eyyûbi'nin hayatına ve onun Kürtlerle ilişkisine odaklanıyor. Selahaddin'in hizmetine giren Kürt aşiretlerin dinamiklerini inceleyerek çalışmasına başlayan James, ardından, vakanüvislerce Kürtlere dair yansıtılan tasvirleri tartışarak Ortaçağdaki Kürt imgesini ve kimliğini araştırıyor. Yazar, Selahaddin'in egemenliğine ayırdığı üçüncü bölümde de, Kürtlerin o dönemin sivil ve askeri elit kesiminin hiyerarşisindeki yerini ve Eyyûbi dönemindeki kültürel ve siyasî nüfuzunu ortaya koyuyor.

Erkan Canan, Radikal Kitap, 30.03.2012

Selahaddin ve Kürtler:Haçlılar Döneminde Bir topluluğun Kavranması

Memluklar Döneminde Kürtler üzerine doktora tezi hazırlayan ve L'Institut National des Langues et Civilisations Orientales'de (INALCO-Paris)Ortaçağ'da Ortadoğu dersleri veren Boris James Türkçeye çevrilenSelahaddin ve Kürtlerisimli kitabında Kürtlerin ortaçağda, Selahaddin Eyyubi (532-589/1138-1193) ile birlikteEyyubi Devleti'nin kuruluşunda ve kuruluşundan sonra da devletin idari, adli ve siyasi karar alma organlarındaki rollerini inceliyor.Doktora çalışmasını dönemin İbni Esir,Yakut el-Hemavi, İbni Havkal, İbni Halikan, İbni Kalanisi, Makrizi, İsfehani, Mesudigibi Arap-İslam kaynaklarına dayandıran yazareleştirel bir yaklaşımı elden bırakmadandönemin kaynakları üzerinden (tarihi kronikler, biyografiler, sözlükler vb.) çalışmaya konu olan dönemde Kürtlerin yaşadıkları bölgeleri,"Kürt" teriminintarihsel kullanımlarını, anlamını ve içeriğini,Kürtlerin Eyyubi Devleti'nin sivil ve askeri bürokrasisindeki yerlerini tespitve tasvir etmeye çalışıyor. Yazar çalışması boyunca kimlikler ve yine aynı bağlamda Kürtler konusunda özcü yaklaşımlardan uzak durmak hususundahassasiyetini açıkça şöyle ifade ediyor: "Kimlik bir töz değildir. Topluluğun tarihine bağımlı, öznel devingen bir kavramdır" (s.9).

Yazar kitabın birinci bölümünde(s.15-51) Eyyubi hanedanının iktidara gelişinden önceKürtlerin yaşadığıbölgeleri ve şehirler tespit etmeye çalışır.Yazara göre OrtaçağkaynaklarındaKürtlerin yaşadıkları bölgelerdenZuzan el-Ekrad,Beled el-Ekrad, Dar el-Ekrad, Cebel, Cebel-iEkrad olarak bahsedilmektedir. (s.17-25).Bu isimlendirmeler siyasal bir bütünlük veya etnik bir homojenlikten çok 'Kürt aşiret topraklarını' ifade etmektedir. Dönemin Müslüman yazarları, Selahaddin'in hükümranlığı sırasında Kürtlerden bahsederken ise artık Hamedan veya Hulvan gibi şehirlerdendeğil,Musul'danAhlat'a uzanan bölgenin kuzey güney ekseni ileötesinde Erbil'denDiyarbekir'e ve Yukarı Fırat bölgesine uzanan kısmınDoğu-Batı eksenine dikkat çekmeye başlamışlardır (s.21).

Aynı bölümdeki "göçler" alt başlığı altında ise yazar (s.25)Eyyubi egemenliğinden önce batıya göç ederekSuriye ve Mısır'daegemen olan devletlerin siyasi, askeri ve hukuk bürokrasisinde önemli görevler ifa eden bazı Kürt kişilikleri üzerinde durur ve Selahaddin'in amcası EsedüddinŞirkuh'un iktidara gelmesinin arifesindeTürk kökenli Artukluların ve Zengilerinçok sayıda Kürdü hizmetlerine aldıklarını ifade eder.Yazara göre bunun sebebi bu iki hanedanın Kürtlerin yaşadıkları topraklarda ya da komşu bölgelerde kurulmuş olmasıdır (s.27). Akabinde yazar Eyybubi Devleti'nin kurulmasındaönemli roller üstlenmiş ve etkin olmuş Başnaviler, Şehrezurlular, Humeydiler, Zerzariler, Hakkariyeler, Hezbaniler gibi Kürt aşiretlerinden bahseder. Yazara göre bu aşiretlerin Selahaddin'inyanında yer alması ve onun egemenliğine girmesiSelahaddin'in güçlenip hanedanlığını kurmasını sağlayan en önemli etkenlerden biri olmuştur (s.51).

James, kitabının ikinci bölümünde(s.53-95)İbni Havkal'ınKitab-ı Suret el-Ard'ı, İbnü'lEsir'inel-Kamilfi't-Tarih'i, Yâkut el-Hamevi'ninMu'cemu'l-Buldân'ı ve İrşad el-Arib'i, Mesudi'nin Muruc ez-Zeheb'i,el-Umeri'nin Mesâlik el-Ebsâr'ı,İbn Hallikan'ınVefeyât-ül-Ayân'ı,İbn Şeddâd'ınel-Nevâdir el-Sultâniye'si, İbnel-Sam'ani'ninKitab-ül-Ensab'ı,el-Makrîzî'ninKitâbes-Sulûkli-Ma 'rifet Duvelel-Mulûk'ü, İbni Balkhi'nin Farsnamesi gibidönemin kaynaklarına odaklanarak Kürt/Kürtler kavramının ve imgesinin içeriğine venasıl kullanıldığına ışık tutmayaçalışmaktadır. Kürt kelimesinin etimolojik ve etnolojik içerimleri üzerinde duran yazara göre Kürt kelimesi farklı disiplinlerde birbirinden farklı anlamlarda kullanılmış olmasına rağmen, genellikle göçebelikle ilişkili olarak kullanılmıştır. "Kürt" kelimesifarklı dönemlerde farklı anlamlara geldiği gibi bazen bir kişi tarafından farklı anlamlarda da kullanılmıştır (s.59). Kürtlere dair genellikle olumsuz tasvirler yapan dönemin yazarları genel olarak Kürtlerin ne olduklarını değil, ne olmadıklarını tasvir etmektedirler (s.88). Bu yazarlar, düzeni koruyan,otoriteye bağlı,İslami pratiği güçlü, Arap geleneğini ve kentyaşamını sürdüren kentli elit Arap imajınıntersineKürtleribaşkaldırmaya, şiddette meyilli, düzeni reddeden, yağmacı ve İslami pratikleri zayıf insanlar olarak resmedilmektedirler (s.65). Fakat, Kürtlerin savaşçılığı Müslüman olmayanlara yöneldiğinde bazen övgü konusu da olur.Yazar bu tür olumsuz değerlendirme, tasvir ve ifadelerin sadece Kürtler için değil, kentli Arap olmayan diğer Müslüman topluluklar için de kullanıldığını özellikle belirtir (s.72). Arap-Müslüman dünyası genel olarak İslamiyet çatısı altında birleşen tüm topluluklarıaynı değerlerle tasvir etmiştir. Yazar, Kürtlerin ve Türklerin daima şiddet olgusu ile birlikte anılmalarının hep orduda yer almış olmalarından ileri geldiğine işaret etmektedir (s.79).

James'in yararlandığı kaynaklar bazen Kürt kelimesini etnik anlamda da kullanmışlardır ve yazara göre söz konusu dönemde bazı Kürtler etnikkökenlerinin farkındaydılar. Kendilerini Kürt olarak ifade eden topluluklar arasında kuvvetli bir dayanışma ve yakınlık vardı. Yazar buna dair İbni Halikan'dan bir aktarımda bulunur. Buna göre İsa el-Hakkari, iktidarın Türklere geçmemesi için Şirkuh'un ölümünden sonra onu yerine geçmeye niyetlenen Kutbedddin Husrev bin Tuleyl el-Hezbani'yi Kürt olan Selahaddin lehine talebinden vazgeçmeye ve onaitaat etmeye ikna etmiştir (s.89).

Yazar, kitabın üçüncü bölümünde (s.97-152)Kürtlerin, Eyyubi Devleti'nin sivil ve askeri bürokrasisindeki rolleri ve konumu üzerinde durur. Selahaddin'in ordusundakiemirlerin üçte birinin, yani yaklaşık otuzunun Kürt olduğunu belirten yazar, orduda Kürtlerin nasıl istihdam edildikleri üzerinde durur. Yazar başka çalışmalara özellikle Ayalon'a atıfla Eyyubi ordusundaki Suriye'den Mısır'a gelen askerin çoğunluğunun Türk olsa da bunun orduda bir Türk egemenliği olduğu anlamına gelmediğini vurgular. James, bu dönemde Kürtler, Türkler ve Memluklar arasındaki çatışmalardan, çekişmelerden bahseder. Fakat Türk-Memluk çatışması Kürtlerle olan çatışmaları kadar yoğun olmamıştır. Çatışmaların sebebi kendi bölgelerinde güç kazanma isteğidir. Bununla beraber her iki unsur Haçlılara karşı birlikte savaşmışlardır (s.122). Yazar daha sonra Selahaddin ordusundaki önemli Kürt kişilikler, aşiretler, gruplarüzerinde durur. Bunlar devletin karar alma mekanizması üzerinde etkili olmuşlardır. Örneğin Fakih İsa el-Hakkari Halep'in alınmasından sonra Selahaddin'işehrin Hanefi yöneticilerigörevden alarak Şafilerin ataması konusunda ikna etmiştir (s.143). Eyyubiler döneminde çok sayıda Kürt Suriye başta olmak üzere Mısır ve Cezire'deki kentlerde sivil, adli ve askeri bürokrasisinde önemli görevler almışlardır vebu bölgelerde zamanla elit bir Kürt sınıfı oluşmuştur (s.145). Siyasi ve adli alanda güç kazanmış Kürtlerin önemli bir kısmı hukuki-dini eğitim görmüş kişiler olanfakihlerdi (s.144).Suriye'deki Kürt elitlerin bir kısmıise Selahaddin'den önce buraya yerleşmiştir.

Sonuç olarak James bu çalışması Ortaçağ Kürt incelemelerine olduğu kadar daha genel bir çerçevede Ortadoğu Türk ve Arap çalışmalarında bir katkı olarak görülebilir. Çalışma, Kürtlerin, söz konusu dönemde, batıya doğru göç/yayılma süreci ve bunun sonuçlarının tespiti ve analizi babında da önemli ip uçları içermektedir. Yazarın bazı iddiaları spekülatif görülse de bunlar dönemin "asabiyye" anlayışı içinde değerlendirildiğinde daha makul bir hal alır. Zira yazar milliyetçi perspektife ve özcü bir analize savrulmak için daima konuya ilişkin sorular sorarak sorunsallaştırmalara girişir.

20.yy'ın yüzyılın ilk çeyreğinde,Osmanlı Devleti'ninson demlerinde,Kürt milliyetçilerin ideal figürü olan "Şarkın sevgili sultanıSelahaddin" sonraki süreçte'Kürtler için bir şey yapmadığı' gerekçesi/değerlendirmesi ileKürt milliyetçi söyleminin çeperlerine itilir. Aynı dönemde Selahaddin'in kimliği siyasi çekişme ve kaygılar paralelinde tanımlanırve zaman zamanTürk ve Arap milliyetçi söylemleri de Selahaddin'i milli bir kahraman olarak anlatılarına dahil ederler. Öyle ki Selahaddin etnik kökeni bilesiyasallığın domine ettiğiçekişme alanı olur. James'in çalışması ise Selahaddin Eyyubi'nin tarihsel kişiliğinin daha sağlıklı bir değerlendirmesi içindeki önemli veriler sunmaktadır.

Sever Işık, Kürt Tarihi Dergisi, sayı: 2, Temmuz 2012

Kitabın temin süresi ortalama 3-5 gündür. Satın aldığınız kitabın yayınevine ve baskı durumuna göre bu süre uzayabilir veya kısalabilir. Megakitap.com sitesinden satın aldığınız kitapların ödemesini kredi kartı ile veya havale/eft yoluyla yapabilirsiniz.

Kitaplar temin edildikten sonra kargoya verilecektir. Stokta bulunan kitaplar aynı gün kargoya verilir. Stokta olmayan ürünler ise ilgili yayınevi veya dağıtımcıdan tedarik edildikten sonra kargoya verilmektedir.

Kargonun teslim süresi bulunduğunuz bölgeye ve seçtiğiniz kargo firmasına göre değişkenlik göstermekle birlikte ortalama 1-2 gündür.

Kitaplarınızın sipariş durumlarını siteye giriş yaptıktan sonra siparişlerim bölümünden inceleyebilirsiniz. Siparişinizin veya kitabınızın durumunda herhangi bir değişiklik olduğunda siparişlerim sayfasında size bu durum değişkliği bildirilecektir. Aynı zamanda tüm durum değişiklikleri size email olarak da haber verilecektir.

Kapat