İspanya deyince akla ya flamenko ya da boğa güreşi gelir. Ateşli danslar, yanık seslerle ilişkilendirdiğimiz, tutku dolu, şaşaalı flamenko, tarihinden ve içeriğinden kopuk, turistik bir gösteri olarak sunulur bizlere. Halbuki bağırdan kopup gelen o çığlıkların ardında, daha sessiz, daha mahir bir söylem yatar. William Washabaugh, bu görünümün perde arkasını, flamenko müziğinin tarihsel, toplumsal ve siyasal içerimlerini bu kitapta derinlemesine inceliyor.Geniş kitlelere apolitik bir eğlence biçimi olarak tanıtılmış olsa da, flamenko hem Franco yandaşlarının hem de karşıtlarının stratejik planlarında önemli bir rol oynamıştır. İspanya'yı, son yüzyıllık tarihinde yöneten askeri diktatörlerin, cumhuriyetlerin ve meşruti monarşilerin hepsi de kültürel programlarına flamenkoyu bir biçimde dahil etmişlerdir. Flamenkoya atfedilen klişelerden biri de yılgın, acılı, kederli insanın müziği olmasıdır. Halbuki Washabaugh, "Flamenko, bezgin adam tarafından söylenen bir şarkı değildir; aksine dinç olmak isteyen bezgin şarkıcıların ve bezgin olmak isteyen dinç şarkıcıların, hatta bazen her ikisi de olmak istemeyen şarkıcıların söylediği bir şarkıdır," diyerek flamenkoya dair yerleşik klişeleri sorguluyor bu kitabında. Flamenkonun yeşerdiği ve içinde var olduğu sosyal, kültürel ve tarihi bağlamları anlama çabasında olan Washabaugh, İspanya'da popüler kültürün oluşumunu, yapısını çözümlemek için flamenko müziğini kullanıyor ve flamenkonun politik çıkarlar uğruna nasıl ve nelere dönüştürüldüğünü araştırıyor.Bu ayrıntılı çalışma, okuru, otantiklik ve tarih kavramlarını da yeniden değerlendirmeye yöneltiyor. Washabaugh'un zengin izleğini takip ederken flamenkonun alt metinlerini keşfe çıkıp İspanyol halkının pek çok etnik kökeni barındıran rengârenk bütününü, bunu korumak adına kullandığı ironiyi, metonimileri, bedenlerine sinmiş başkaldırıyı ve direnişi merakla okuyacaksınız.Hem flamenko fenomenini hem de Endülüs toplumunun başka unsurlarını anlamak için çok değerli bir katkı." South European Society and Politics
İspanya deyince akla ya flamenko ya da boğa güreşi gelir. Ateşli danslar, yanık seslerle ilişkilendirdiğimiz, tutku dolu, şaşaalı flamenko, tarihinden ve içeriğinden kopuk, turistik bir gösteri olarak sunulur bizlere. Halbuki bağırdan kopup gelen o çığlıkların ardında, daha sessiz, daha mahir bir söylem yatar. William Washabaugh, bu görünümün perde arkasını, flamenko müziğinin tarihsel, toplumsal ve siyasal içerimlerini bu kitapta derinlemesine inceliyor.Geniş kitlelere apolitik bir eğlence biçimi olarak tanıtılmış olsa da, flamenko hem Franco yandaşlarının hem de karşıtlarının stratejik planlarında önemli bir rol oynamıştır. İspanya'yı, son yüzyıllık tarihinde yöneten askeri diktatörlerin, cumhuriyetlerin ve meşruti monarşilerin hepsi de kültürel programlarına flamenkoyu bir biçimde dahil etmişlerdir. Flamenkoya atfedilen klişelerden biri de yılgın, acılı, kederli insanın müziği olmasıdır. Halbuki Washabaugh, "Flamenko, bezgin adam tarafından söylenen bir şarkı değildir; aksine dinç olmak isteyen bezgin şarkıcıların ve bezgin olmak isteyen dinç şarkıcıların, hatta bazen her ikisi de olmak istemeyen şarkıcıların söylediği bir şarkıdır," diyerek flamenkoya dair yerleşik klişeleri sorguluyor bu kitabında. Flamenkonun yeşerdiği ve içinde var olduğu sosyal, kültürel ve tarihi bağlamları anlama çabasında olan Washabaugh, İspanya'da popüler kültürün oluşumunu, yapısını çözümlemek için flamenko müziğini kullanıyor ve flamenkonun politik çıkarlar uğruna nasıl ve nelere dönüştürüldüğünü araştırıyor.Bu ayrıntılı çalışma, okuru, otantiklik ve tarih kavramlarını da yeniden değerlendirmeye yöneltiyor. Washabaugh'un zengin izleğini takip ederken flamenkonun alt metinlerini keşfe çıkıp İspanyol halkının pek çok etnik kökeni barındıran rengârenk bütününü, bunu korumak adına kullandığı ironiyi, metonimileri, bedenlerine sinmiş başkaldırıyı ve direnişi merakla okuyacaksınız.Hem flamenko fenomenini hem de Endülüs toplumunun başka unsurlarını anlamak için çok değerli bir katkı." South European Society and Politics
Kitabın temin süresi ortalama 3-5 gündür. Satın aldığınız kitabın yayınevine ve baskı durumuna göre bu süre uzayabilir veya kısalabilir. Megakitap.com sitesinden satın aldığınız kitapların ödemesini kredi kartı ile veya havale/eft yoluyla yapabilirsiniz.
Kitaplar temin edildikten sonra kargoya verilecektir. Stokta bulunan kitaplar aynı gün kargoya verilir. Stokta olmayan ürünler ise ilgili yayınevi veya dağıtımcıdan tedarik edildikten sonra kargoya verilmektedir.
Kargonun teslim süresi bulunduğunuz bölgeye ve seçtiğiniz kargo firmasına göre değişkenlik göstermekle birlikte ortalama 1-2 gündür.
Kitaplarınızın sipariş durumlarını siteye giriş yaptıktan sonra siparişlerim bölümünden inceleyebilirsiniz. Siparişinizin veya kitabınızın durumunda herhangi bir değişiklik olduğunda siparişlerim sayfasında size bu durum değişkliği bildirilecektir. Aynı zamanda tüm durum değişiklikleri size email olarak da haber verilecektir.