Güç, kullanım biçimine göre hem kendini hem de sahibini şekillendirir. Bugüne dek bizlere öğretilen ve bildiğimizi sandığımız her şey bir anda ters yüz olursa dünya nasıl bir yere dönüşür? Peki biz yabancıların her yerde olduğu bu tehditkâr yeni dünyada kendimize yer bulabilir miyiz?
Sinan İpek Beyin Kırıcı'da, telepatik güçleri olduğunu fark eden bir üniversite öğrencisinin birdenbire değişen dünyasını anlatarak başlıyor hikâyesine, akıl çelici anlatımı ve sürükleyici kurgusuyla kabuk değiştiren roman başladığından çok farklı bir yerde esaslı bilimkurgu okurlarını bile şaşırtan bir finalle noktalanıyor.
"Kafalar benim için saydamdı. Bütün bakışların, göz yuvarlamaların, gülüşlerin ne anlama geldiğini biliyordum. Beyin denen organ önümde açık bir kitap gibiydi ama ne yazık ki bu kitabı henüz okuyamıyordum. Kampüs bir gözlem alanı, psikolojik bir laboratuvardı benim için. Çimenlerde güneşlenenlerin, kütüphanede ders çalışanların, kantinde kâğıt oynayanların arasında canlı bir sensör gibi dolaşıyordum. Yaklaştığım zihinler parlaklaşıyordu, gözlerimi yumup o zihnin acılarını ve sevinçlerini içime çekiyordum. Bazen de kendimi ahırda saklanıp, normal insanların hayatını gözetleyen Frankenstein'in canavarı gibi yalnız hissediyordum. Yine de beni teselli eden bir şeyler vardı. İnsanlar birbirlerinden farklı görünseler de aslında iç dünyaları aynıydı. Aynı şeylere üzülüyor, aynı şeylere gülüyorlardı. Taktıkları maskeler bile aynıydı. Gelgelelim, o maskelerin ardında yatan bencil yaratık benden saklanamazdı."
Güç, kullanım biçimine göre hem kendini hem de sahibini şekillendirir. Bugüne dek bizlere öğretilen ve bildiğimizi sandığımız her şey bir anda ters yüz olursa dünya nasıl bir yere dönüşür? Peki biz yabancıların her yerde olduğu bu tehditkâr yeni dünyada kendimize yer bulabilir miyiz?
Sinan İpek Beyin Kırıcı'da, telepatik güçleri olduğunu fark eden bir üniversite öğrencisinin birdenbire değişen dünyasını anlatarak başlıyor hikâyesine, akıl çelici anlatımı ve sürükleyici kurgusuyla kabuk değiştiren roman başladığından çok farklı bir yerde esaslı bilimkurgu okurlarını bile şaşırtan bir finalle noktalanıyor.
"Kafalar benim için saydamdı. Bütün bakışların, göz yuvarlamaların, gülüşlerin ne anlama geldiğini biliyordum. Beyin denen organ önümde açık bir kitap gibiydi ama ne yazık ki bu kitabı henüz okuyamıyordum. Kampüs bir gözlem alanı, psikolojik bir laboratuvardı benim için. Çimenlerde güneşlenenlerin, kütüphanede ders çalışanların, kantinde kâğıt oynayanların arasında canlı bir sensör gibi dolaşıyordum. Yaklaştığım zihinler parlaklaşıyordu, gözlerimi yumup o zihnin acılarını ve sevinçlerini içime çekiyordum. Bazen de kendimi ahırda saklanıp, normal insanların hayatını gözetleyen Frankenstein'in canavarı gibi yalnız hissediyordum. Yine de beni teselli eden bir şeyler vardı. İnsanlar birbirlerinden farklı görünseler de aslında iç dünyaları aynıydı. Aynı şeylere üzülüyor, aynı şeylere gülüyorlardı. Taktıkları maskeler bile aynıydı. Gelgelelim, o maskelerin ardında yatan bencil yaratık benden saklanamazdı."
Kitabın temin süresi ortalama 3-5 gündür. Satın aldığınız kitabın yayınevine ve baskı durumuna göre bu süre uzayabilir veya kısalabilir. Megakitap.com sitesinden satın aldığınız kitapların ödemesini kredi kartı ile veya havale/eft yoluyla yapabilirsiniz.
Kitaplar temin edildikten sonra kargoya verilecektir. Stokta bulunan kitaplar aynı gün kargoya verilir. Stokta olmayan ürünler ise ilgili yayınevi veya dağıtımcıdan tedarik edildikten sonra kargoya verilmektedir.
Kargonun teslim süresi bulunduğunuz bölgeye ve seçtiğiniz kargo firmasına göre değişkenlik göstermekle birlikte ortalama 1-2 gündür.
Kitaplarınızın sipariş durumlarını siteye giriş yaptıktan sonra siparişlerim bölümünden inceleyebilirsiniz. Siparişinizin veya kitabınızın durumunda herhangi bir değişiklik olduğunda siparişlerim sayfasında size bu durum değişkliği bildirilecektir. Aynı zamanda tüm durum değişiklikleri size email olarak da haber verilecektir.