Usta edebiyatçı, Atatürkçü yazar Oktay Akbal, gerçek Atatürkçülüğü, Atatürkçülüğün kaynağını, yönünü ve hedeflerini, önce kendisine Atatürkçü diyenlere sonra da bu toprağın kaderini paylaşan tüm yurttaşlarına bir kez daha anımsatıyor.
Cumhuriyetle yaşıt; o onurlu kavganın tanığı ve neferi bir yazar olarak...
"Öyle günler oluyor ki, öyle olaylarla karşılaşıyoruz ki, kişi kendi kendine sormadan edemiyor: Bu ülkede Atatürk diye büyük bir adam gerçekten yaşadı mı? Sanki toplumca bir düş görmüşüz, sonra uyanıvermişiz. Öyle güzel bir düşten sonra uyanmak korkunç bir kâbus. Atatürk bir düş müydü sahi? Çevreme bakıyorum, düş değil, bir zamanların gerçeği. Düş değilse de bir zamanların gerçeği ancak... Geçmiş, gitmiş, unutulmuş. Adı kalmış o kadar. Ne ilkeleri, ne inancı, ne arkadaşları!
Bayramlar, söylevler, törenler, demeçler... Bunlar bir şey değil. Temel sorunlara inmeden, Atatürkçülüğü bir fikir ve inan bütünü, bir öğreti, bir toplum düzeni olarak ele almadan ne dense yararsızdır. İçi boş kalıplardır bunlar. O kalıpları doldurmak, Atatürkçülüğün özünü korumak gerek. Atatürkçülüğü ödüncülerden, rötuşçulardan, inkârcılardan, ulu hakancılardan, kendilerini sol sayıp en gerici düşünce ve davranışlardan kaçınmayanların elinden çekip almak gerek.
Atatürkçülüğü düş olmaktan kurtarmak gerek..."
Usta edebiyatçı, Atatürkçü yazar Oktay Akbal, gerçek Atatürkçülüğü, Atatürkçülüğün kaynağını, yönünü ve hedeflerini, önce kendisine Atatürkçü diyenlere sonra da bu toprağın kaderini paylaşan tüm yurttaşlarına bir kez daha anımsatıyor.
Cumhuriyetle yaşıt; o onurlu kavganın tanığı ve neferi bir yazar olarak...
"Öyle günler oluyor ki, öyle olaylarla karşılaşıyoruz ki, kişi kendi kendine sormadan edemiyor: Bu ülkede Atatürk diye büyük bir adam gerçekten yaşadı mı? Sanki toplumca bir düş görmüşüz, sonra uyanıvermişiz. Öyle güzel bir düşten sonra uyanmak korkunç bir kâbus. Atatürk bir düş müydü sahi? Çevreme bakıyorum, düş değil, bir zamanların gerçeği. Düş değilse de bir zamanların gerçeği ancak... Geçmiş, gitmiş, unutulmuş. Adı kalmış o kadar. Ne ilkeleri, ne inancı, ne arkadaşları!
Bayramlar, söylevler, törenler, demeçler... Bunlar bir şey değil. Temel sorunlara inmeden, Atatürkçülüğü bir fikir ve inan bütünü, bir öğreti, bir toplum düzeni olarak ele almadan ne dense yararsızdır. İçi boş kalıplardır bunlar. O kalıpları doldurmak, Atatürkçülüğün özünü korumak gerek. Atatürkçülüğü ödüncülerden, rötuşçulardan, inkârcılardan, ulu hakancılardan, kendilerini sol sayıp en gerici düşünce ve davranışlardan kaçınmayanların elinden çekip almak gerek.
Atatürkçülüğü düş olmaktan kurtarmak gerek..."
Kitabın temin süresi ortalama 3-5 gündür. Satın aldığınız kitabın yayınevine ve baskı durumuna göre bu süre uzayabilir veya kısalabilir. Megakitap.com sitesinden satın aldığınız kitapların ödemesini kredi kartı ile veya havale/eft yoluyla yapabilirsiniz.
Kitaplar temin edildikten sonra kargoya verilecektir. Stokta bulunan kitaplar aynı gün kargoya verilir. Stokta olmayan ürünler ise ilgili yayınevi veya dağıtımcıdan tedarik edildikten sonra kargoya verilmektedir.
Kargonun teslim süresi bulunduğunuz bölgeye ve seçtiğiniz kargo firmasına göre değişkenlik göstermekle birlikte ortalama 1-2 gündür.
Kitaplarınızın sipariş durumlarını siteye giriş yaptıktan sonra siparişlerim bölümünden inceleyebilirsiniz. Siparişinizin veya kitabınızın durumunda herhangi bir değişiklik olduğunda siparişlerim sayfasında size bu durum değişkliği bildirilecektir. Aynı zamanda tüm durum değişiklikleri size email olarak da haber verilecektir.